28 Mart 2020 Cumartesi

Anomalinin Normalliği

Son kez gülüyorduk hep birlikte, son kez sarılıyordum sevdiğime. Bir daha ne zaman duyacaktım kokusunu, bir daha ne zaman bir araya gelecektik? Bunlar kafamın içinde sonsuz zaman çarkının döndüğü hızda dönüyordu. Yüzümün arkasında geriye çok geriye saklamaya çalışıyordum tüm endişe ve şüpheleri. Ve sonra ağzımdan kaçmıştı işte, kendinize iyi bakın ne zaman görüşeceğimiz belli değil, demiştim. Herkesin kanı dondu, bense buz kestim. Yine her zaman olduğu gibi kimsenin dile getiremediği acı gerçeği dillendirmiştim.Son kez hepsinin gözünün içine baktım, acaba kaç kayıp verecektik? Acaba hangilerini son görüşüm olacaktı ya da hangilerini gerçekten yürekten hatırlayacaktım? Eve gittim, tüm gece sabaha kadar ağladım. O zamana kadar tüm kaybettiklerime ağladım ve ileride kaybedecek olabileceğim şeylere ağladım. Kimse görmüyordu, pek öngörüsü yüksek olmadığından değil, kabul etmek istemedikleri içindi. Ertesi gün oldu, işler daha da ciddiye biniyordu, insanlar ailelerinin yanlarına dönüyordu çünkü kendilerini güvende hissettikleri tek alan orasıydı. Son kez gördüm onu, son olduğunu bile bile, içime ağlaya ağlaya son kez gördüm. Neyin var demişti, yarım bir gülümsemeyle hiç dedim. Halbuki içimde büyük bir kavga vardı, anlat ona endişelerini, anlat ona şüphelerini diyordu. Gülümsedi ve biraz uzaklaştırdı aklımı. Kapıyı kapatınca sanki her şey eski günlerde olduğu gibi hayat normal akışında olduğu davranıyorduk. Hayatta her zaman yaptığı şey kaçmaktı. Tebrik etmem gerekir ki bu zamana kadar gördüğüm en başarılı kaçışları yapıyordu. Sadece bir iki kelime söylemişti, bir şey olursa haber et, bir ihtiyacın olursa söyle demişti ve hemen kapatmıştı. İçimden güldüm, sahi beni mi düşünüyordu, kafam karışıktı. Kafam her zaman karışıktı. Bir kere olsun toplu olduğunu görmedim. Her zaman onu dağıtacak, bulandıracak, karıştıracak şeyler vardı. Takıntılarım vardı, kendime acımalarım. Evet şimdi gidiyordu, hazırlanıyordu işte. Yatağın ucuna çöktüm, daha fazla tutamıyordum galiba göz yaşlarını. Ciğerlerim dışarı çıkana kadar ağlamak istiyordum çünkü büyük bir belirsizlik vardı. Hayatım boyunca en büyük kabuslarım ''belirsizlikler''di. Ve bir kabusun içine düşmüştüm. Ağlama, ağlama diye kendi kendime söylüyordum ama dizlerimin üzerine kapaklanıp haykırmaya çok az kalmıştı. Yanıma oturdu, neyin var dedi. Hiç dedim, dolu gözlerle. Sorun yok geri geleceğim dedi, hep böyle söz vermezler miydi zaten. Bugüne kadar giden herkes hep böyle söylemişti. Geri geleceğim, hiç biri gelmedi. Herkesin dönmemek için iyi bir bahanesi vardı. Hemde herkesin... Eğer sevmek bir zaferse, ben yenilmiştim. En büyük savaşlardan sağ çıkarak yenilmiştim. Her şeyin içinde, en karanlığı gecede...
x